Demokrasinin ilk ortaya çıkışı Yunan site devletlerinde doğrudan demokrasi şeklindedir.
Site devletlerinde özgür, ergin ve erkek yurttaşlar, meclise doğrudan katılarak görüşlerini ve kararlarını bildirerek yönetime katılmışlardır. Sayıları çok büyük olmayan Yunan şehir devletlerinde uygulanan bu demokrasi türünün (doğrudan demokrasi) bugün sayıları yüz milyonlarla ifade edilen çağdaş devletlerde uygulanması imkansızdır. Yarı doğrudan (yarı temsili) demokrasi ya da bazı Avrupa ülkelerinde bir dönem uygulanan “emredici vekalet sistemi“nin de bugünün çağdaş toplumlarında uygulanabilirliği düşüktür.
Çağdaş toplumlar temsili demokrasi ile idare edilmektedirler. Temsili demokrasi yurttaşların ülke yönetimine belli ölçüde katılmaları ile sağlanır. Bu katılım da seçimler yoluyla gerçekleşir. Demokratik yönetimlerde iktidarın kaynağı ve meşruiyeti halkın mutabakatına (konsensüs=uzlaşma) dayanır.
Halk iktidara (yöneticilere) ilişkin tercihini belli aralıklarla yapılan serbest seçimler yoluyla bildirir. Seçim demokratik toplumlar için olmazsa olmaz bir unsurdur. Fakat seçimler hür ve demokratik toplum düzeninin kurulması için yeterli değildir.
Tek partili ya da monist rejimlerde seçim gerçek amacından çok uzaktır. Seçimlerin amacına uygun olabilmesi için farklı görüş ve programlan savunan siyasi partilerin iktidar yarışına katıldıkları çoğulcu bir toplum yapısının varlığı zorunludur. Böyle toplumlarda seçim siyasi gerginliği azaltır.
Seçimlerle ilgili en önemli sorunlardan biri kimlerin seçmen olabileceğidir. Demokrasi adına verilen mücadelelerin önemli bir kısmını oy hakkının genişletilmesi için verilen mücadeleler oluşturur. Temsili demokrasi açısından iki tür oy kullanma şekli vardır. Bunlar:
Temsili Demokraside Oy Kullanma Şekilleri
Kısıtlı oy
Kısıtlı oy, oy kullanma türünde seçmen olmak belli şartlara bağlanmıştır. Kısıtlı oyun en eski türü vergi ödemeye bağlı oy kullanmadır. Bir başka kısıtlı oy yöntemi de yeteneğe bağlı oy kullanmadır. Bu yöntemde oy kullanabilmek belli bir eğitim almış olmayı gerektiriyordu.
Kısıtlı oyun bir türü de cinsiyete bağlı oy kullanmadır. Önceleri demokrasilerde kadınlara oy kullanma hakkı verilmemiştir. Kadınlara oy kullanma hakkı ilk önce ABD’nin bazı eyaletlerinde verilmiştir. Daha sonra 1919’da Federal Almanya’da 1928’de İngiltere’de 1944’te Fransa’da ve 1977’de İsviçre’de tanınmıştır. Türkiye’de 05.12.1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
Kısıtlı oyun bir türü de ırka dayalı oy kullanmadır.
Pek çok ülkede geçmişte siyah ırka oy kullanma hakkı tanınmamıştır.
Genel Oy
Halkın seçmen olabilmesi için ırk, servet, cinsiyet, yetenek vb. şart aranmayan oy türüdür. Bu, seçme yeterliliğine sahip olan herkesin oy kullanabilmesi dernektir. Seçme yeterliliği genel oyu zedelemez.
Seçme yeterliliği anayasalar ile belirlenmiştir. 1982 Anayasası’na göre Türkiye’de 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı oy kullanabilir. Yalnız, kısıtlı ve kamu hizmetlerinden yasaklı olanlar oy kullanamazlar. Anayasamıza göre bir de seçim günü oy kullanamayacak olanlar vardır. Bunlarda silah altında bulunan er ve erbaşlar, askeri öğrenciler ve ceza infaz kurumlarında hükümlü bulunanlardır.
Ülkemizde seçmek bir hak olduğu kadar bir görevdir. Bazı ülkelerde oy kullanmak tercihe bağlıdır. Vatandaş dilerse oy kullanır, dilemezse kullanmaz. Ülkemizde oy kullanmak zorunludur. Oyunu herhangi bir sebep olmaksızın kullanmayanlara para cezası verilir.
Seçimin amacına ulaşmasında gizli oy, açık sayım ve döküm esası çok önemlidir. Anayasaya göre “Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.” Oyun gizli olması oy kullananların tercihlerini hiçbir baskı altında kalmadan kullanmalarını sağlar. Açık Sayım ve döküm seçimlere hile karışmasına, birilerinin vatadandaşların oylarını değiştirmesine engel olur.
Ülkemizde genel seçimler sonucunda Türk halkını temsil edecek milletvekilleri seçilir. Her il bir seçim çevresidir. Bazı büyük iller birden fazla seçim çevresine ayrılmıştır. Seçme yeterliliğine sahip kişiler bu seçim çevrelerinden siyasi partilerce aday gösterilebilecekleri gibi, kişiler bağımsız olarak da aday olabilirler.
Seçimler sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğine seçilenler Anayasa’nın 80.maddesi gereği “seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.” Seçimlerle ilgili uyuşmazlıkları Yüksek Seçim Kurulu çözüme kavuşturur.
Seçim Sistemleri
Dünyanın değişik ülkelerinde uygulanan farklı seçim sistemleri vardır. Seçim sistemleri ana başlıkları itibariyle üçe ayrılabilirler.
Bunlar:
- Çoğunluk sistemi – Nispi temsil sistemi,
- Tek isimli seçim – Listeli seçim
- Tek turlu seçim – İki turlu seçim
Ülkemizde uygulanan seçim sistemi tek dereceli %10 ülke barajlı d’Hondt (Hond) nispi temsil sistemidir. Ülkemizde uygulanan seçim sistemiyle ilgili en çok tartışılan konulardan birisi %10’luk ülke barajıdır.
1982 Anayasası’nın 67. maddesinde 1995 tarihinde yapılan bir değişiklikle “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.” ifadesi eklenmiştir. Bu ifadeyle önceden beri uygulanan ülke barajı Anayasal dayanağa kavuşturulmuştur.
Siyasi partilerdeki uzlaşma kültürü zayıflığının ülkeye getireceği istikrarsızlığı ortadan kaldırmayı amaçlayan ülke barajı demokratik açıdan bazı olumsuzluklara neden olmaktadır. Bu yolla milyonlarca seçmenin siyasal tercihi parlamento dışında kalmakta temsil olanağından yoksun olmaktadır. Diğer taraftan seçim barajı kaldırılırsa çok sayıda parti parlamentoda temsil edilecek, tek bir partinin iktidara gelmesi imkansız hale gelecek, hatta iki partinin yetersiz kaldığı durumlar olabilecek, iktidarı oluşturmak için ikiden çok siyasi partinin uzlaşması gerekebilecektir. Bu ise uzlaşma kültürünün çok zayıf olduğu ülkemizde siyasal, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıklara neden olabilecektir.
Milletvekili Seçilebilmenin Şartları
Seçimlerin birde seçilme boyutu vardır. Ülkemizde milletvekili seçilebilmenin şartları Anayasa’nın 76. maddesinde sayılmıştır. Buna göre;
“On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir.”
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organlan mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.”
Cumhurbaşkanı seçilebilmek için ise milletvekili seçilebilmek için gerekli şartların yanında kırk yaşını doldurmuş olmak ve yüksek öğrenim görmüş olmak şartlan aranır. Milletvekilleri Cumhurbaşkanlığı için aday olabilirler. Milletvekili olmayanlar ise Meclis üye tam sayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle aday gösterilebilirler. Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.
Bir yanıt bırakın