Siyasal bir kavram olarak bilinen özerkliğin, insana ait bir özellik olarak kullanımı günümüzde yaygınlaşmıştır.
Geçtan’a göre “Özerklik, bir insanın seçimlerini dış etkilerden ve şartlanmalardan bağımsız şekilde ve iç sesi doğrultusunda yapabiliyor olma özgürlüğüdür.”(1)
Özerklik; kişinin kendi kendini yönetmesi, belirlemesi ve kendi kuralını kendisinin koymasıdır. Özerklik, kişinin seçimlerinin dış etkenlerle değil, iradesinin sonucu gerçekleşmesi gerektiğini söyler.
Özerk kişi, kendi hayatının kontrolü kendisinde olan, kendi varoluş tarzını kendisinin belirlediği kişidir. Kısaca söylemek gerekirse özerk kişi hayatını kendisi kuran kişidir. Özerklik özgürlüğü de içine alan daha geniş bir kavramdır. Özgürlük, dış baskının olmaması olarak tanımlanır.
Özerklik, dış baskının etkisinde kalmamanın yanında, iç baskının da etkisinde kalmamayı ve iç sesi doğrultusunda davranmayı gerektirmektedir. Özgürlük için özerk olmak şart değilse de özerk kişi olabilmek için özgürlüğe ihtiyacımız vardır.
Özerkliğin gereğini yaşamlarına yeterince aktaramayan kişiler yaptıkları hemen her şeyi başkaları için ve başkalarının etkisiyle yaparlar. Seçimlerinin çoğunda şartlanmaların etkisi vardır.
Özgür ve özerk olabilmeyi başarmış bir kişi baskı altında olmayan ama aynı zamanda hem kendi görüşlerine hem de başkalarının görüş ve pratiklerine eleştirel bakabilen dolayısıyla gelenekleri körü körüne takip etmeyen, hak ve özgürlüklerini bilen kişidir. Bütün bu özelliklere sahip olan kişi, aynı zamanda hak ve özgürlüklerini hiçbir etki altında kalmadan kullanır. Özgür ve özerk hâline gelen birey, hak ve özgürlüklerini kullanırken de hiçbir yönlendirmenin etkisinde kalmaz. Dışarıdan gelen “Sen mi kurtaracaksın?” ve içeriden gelen “Ben mi kurtaracağım?” sesine kulak asmaz. Senin neyine gerek? diyenlere, “Asıl bana gerek.” diye yanıt verir. Bilir ki insan, hak ve özgürlükleri ile insandır. Hak ve özgürlüklerini ötelemeden ve kendi iç sesine kulak vererek kullanır. Böyle bir kişi, siyasal tercihlerini yönlendirmelere göre yapmaz. Aynı zamanda, başta yaşama hakkı olmak üzere kişi güvenliği, eğitim, sağlık, örgütlenme gibi hak ve özgürlüklerini kullanır ve buna engel teşkil edebilecek durumları ortadan kaldırır.
Özerk bireylerden oluşan toplumlarda ise demokratik yapı daha sağlıklı işler.
Bir yanıt bırakın